KEŞKE E'LE'MİM BİLSEYDİ!!!


Mevlana bütün şiirlerini ateşe atmış
Kâtibi: "Aman ne yapıyorsunuz efendim?"
Mevlana: Haktan Geldi; Hakka gitsin!!!"

***
Bir sabah bütün şiirlerimi topladım
Odama "bizi yalnız bırak" dedim
Duvarlara da "arkanızı dönün"
Kapıya "kapat ve çık"...

Elimdeki kibrit kutusuna baktı şiir
"Madem yakacaktın neden yazdın"...
Gülümsedim ve sustum
"Madem herşey kül olacaktı?;
neden yazdın?"...

kibriti çıkardım
"Peki yak; sen bilirsin; ama Neden"...
ve kibriti çaktım!"Yaktıktan sonra eline ne geçecek"
dedim: "Sizi yakmayacağım ki!"
ve şiirlerimin önünde kendimi ateşe verdim

şiir dedi ki: "Beni işte şimdi Yaktın!!!

"Kendini yakmak: Peygamberlik mesleği!
Şiirlerini yakmak: Mevlana'nın sünneti

Şiirlerini yakarsan: Şöhret olursun
Kendini yakarsan: Şehid bir şair!

Bunu böyle bil ey şiir...

Ve dinle:dinle ölür bütün kötülükler
ve de dinle yaşar bütün kötülükler

Çöl: hem rahim, hem mezardır!
birine Muhammed ise, diğerine Ebuzerr!
Ve dinle yaşar Muavviyeler!!!

Ah aşktan beni ideolojiye;
ideolojiden kendime yoğuran rüzgar
Musa'nın asasını kendime vurdum;
bak ruhum ayrıldı ortadan!
Uzaklaşabilirim artık kendi Firavunumdan!

Yazmak: Kendimi şiirin çarmıhına asmaktı!
Ellerimle uğraşmamsa hep bundandı...
Siz aşkı ve altını; çarmıhı ve Kudüsü kutsayın!
Şimdi sıra sende Ey Şiir!
Yak!Haydi Yak!!!
Sana doğru uzanan g/özlerimi
Ey İlham!Sus ve dinle:
...Şiiri gizem değildir şairine!

Benim kavmim: Ele'mim'di...
Keşke Ele'Mim bilseydi...

Ah bu uğuldayan da ne Ruhumda?
Ah Rabbim! Sen miydin?
...Musa'nın gördüğü ışık kör etti beni!
Rabbim yetmez mi artık?
Sakinleştir beni!!!...

KayıpKentli
5.4.2009 fATİH-iST...16:30

Ne Mutlu KAFASI KARIŞIK TÜRK'ÜM diyene!!!

sağ"dan "sol"a yaşıyoruz
"sol"dan "sağ"a yazıyoruz
masumiyet: çocukluk..
z/alimlik: büyümek...

Masumiyetten zalimliğe büyüyoruz
Adına yaşamak diyoruz

"Bir garip öldü diyeler
Üç gün sonra duyalar"

O da bir şey mi?
Üç asır yuğdular beni
Sular eridi gözlerimin çöllerinde
Kendimden gizli gizli Perdeler ve camlar arasında
kuruttuğum göz yaşlarımdan
Geriye kalan tuzlarla avuttum yaralarımı
Tuz bastım gözlerime
Tuz bastım sözlerime
Tuz bastım tefsirlerime
Tuz bastım her sevdiğimin bende bıraktığı ölüsüne

Haykıra haykıra ağlayışlarla geldi Tuz Gölü bir sabah kapıma.
Biat etti gözlerime...
Amin dedim..

Sağdan sevip soldan ayrılıyoruz
Acayip acayip: inkılaplar dayattıklarından beri tarihimize
Latin renkli yabancılar geliyor ellerinde yeni alfabeyle
Çaresiz kabullerde yazdığım şiirlerimi
Kimse anlamıyor nicedir
Soldan sağa okuduklarından beri!!!
Zincirlerimiz: made in AB
Hangi çılgınlarımız öyle mutlu?
Biz öyle şaşkın!
biz öyle avare?
: laik bey-inlerin televole nesli
insanlığı parçaladı paylaşmak yerine
on yılda on beş milyon acıklı karikatür
yarattılar en baştan

Depremler gömdüğüm avuçlarımla örttüğüm yüzümü açma sakın!
Tiksindiğin yerleri pislik deyip geç(me), tanı!
Düşün, neden çöpte bulundu: Safahat' ın ölü evladı?
Şahit ol Akif..
evladının akıbetine!Şahit ol Akif..
kahraman ırkının bir "gül",
halineŞahit ol Akif...
yenilen nanelere

Dünyaya bedel tek Türk'ün topraklarında yankılanan
O ezanlar ki şehadetleri...DiYANet' e bağlı
Diyanet devletime bağlı
Devletim devlerine bağlı
Devler "Kabil"'e bağlı
Ben:Habil' in yitik kardeşi
Böyle geçin tutanaklara ismimi

Sağdan sola yaşıyoruz
Soldan sağa yazıyoruz
-NE MUTLU "
- kafası karışık TÜRK-" ÜM DİYENE!!!
(alkışlar)
sağdan sola paramparçayız
adına: "yaşamak" diyoruz
...(malum yuhalamalar)

KayıpKentli...
2005 Mersin!

BU DÜNYAYI ,DÜNYANIN BAŞINA YIKARIZ


Sana dokundular
Benim canım yandı Filistin
Yüreğimin Ey Dertli Bacısı
Oğlun Gazze benimde Oğlumdur

Her gece soğuk pencere kenarlarında
Esmer ellerini düşünüyorum
Gözüm takılıyor taşlara
Oysa sen emzirirdin bizi Beyazıt Meydanlarında

Acil Kan bağışında bulunurdun
üzerimizdeki ölü toprağına
Şimdi senin Kanını döküyorlar benim damarlarımdan
Dünyanın vicdanının üzerine...

İstanbul'dan Adana'ya
Van'dan Bursa'ya
Sabah namazları ve ikindin sonraları
Gelinlik çağına gelmiş kaç Zeynebîmiz
Şimşek duruşlu Huseyn'lerimiz
Haykırdı Meydan meydan
Sesleri duyuyor musun Filistin*

"Birruh Biddem Nefdike Ya Aksa
KulluNa Gazze Kulluna Kudüs"

Yüreğimin AMİN bakışlı bacısı
Ey Filistin Dünya ne zannediyor bizim sevdamızı?
Seni yokederlerse; Her birimizin öfkeli kalbi Tutuşturmaz mı
Dünyanın dört bir yanında Kısas Yangınları
Sen ölürsen Bizi yaşar mı zannediyorlar?

Ey hayalini bile kurmaya kıyamadığım FİLİSTİN
Söyle Dünyaya
Sana birşey olursa
Bu dünyayı DÜNYANIN başına yıkarız...

KulluNÂ* Hamas
KulluNÂ AHMAD YASÎN
KulluNÂ FİLİSTİN...

*:hepimiz...
kayıpKentli
13 ocak 2009 18:04
Fatih İstanbul

YOKUMBENYOKUMBENYOKUMBEN

ah sen...
hangi ülkenin kızısın..
çocukluğumun yırtık resimleri...
yüzümü yapıştırıyorlar ellerime...
bir gün uzak kentlere gittin..

ah sen...
hangi kızın ülkesisin..
k/ovuluyorum geceleri baş ucumda bir kaç cin tarafından...
ne olur diyorum benden üç şey istemeyin..
ayaklarım ağrıyor...

her sabah asfalt kusuyorum avuç dışlarıma...
benimle boşanır mısın diyorum aşık olduğum sesime..
sesim boşanıyor şah damarımdan...
bu kadar yakınlık çıldırtıyor beni...

uzun uzun kısa cümleler kuru(tu)yorum...
kül tablaları söndürüyorum parmak uçlarımda...
birileri ağzıma kapanıyor üç rekat...
dudaklarımda ayinler dolaştırıyorum ;

kendimi inkar ettiğim bir din arıyorum...
yokum ben yokum ben yokum ben
:amin!

yüzümde yüzlerce yüzülmüş yüzler...
binler... inler...
oymaktan bıkmadım (mı) benzimi..
nabzım atıyor beni bileklerimden aşağı...
yalvarıyorum ellerime...
beni buralarda bırakmayın..
birbirini kırıyor parmaklarım...
beni neden yâr/attın?
...neden?

ah sen hangi ülkenin kızısın..
bütün ülkeler yandı işte...
gizli gizli beraber oluyorum kendimle...
geceler yeterince karanlık değil...
hemen sabah oluyor...
sabahlar yeterince yeterli değil...
sonra akşam oluyor...

saçlarımı bağlamıştım derin kederlerle...
başımdan aşağı kuyu sarkıttım...
hala çakılmadı zeminlerime sular...
evet kimse biat etmesin sulara...

birileri yardım etmeli bana..
duvarlarla çevrili olmayan bir zindan bu..
ah irfan..
ben yükselmek istemiyor(muy)um ki!!
kalbim peri:şan!

nasır tutmuş br çocuklukla büyüdüm evimizin bahçesinde...
hiç bir çocuk beni oyunlarına almadı..
ben de taş attım kendime..
bana gittiğin ülkelerin dilini öğretesin diye dilimi kesip verdim sana..
sen kuşlar didiklesin diye (yoksa günah olmasın diye mi?)
kaldırıp bir duvar üzerine koydun..
artık hiç bir kuş konmuyor gökyüzüne,gökgözüne,göksözüne farkında mısın?
mayın döşedim ben de alnıma..

söyle artık neye secde etmeliyim?...
mesela gitmeden önce..
alnımdan bir kere öpsene beni?
! nerdesin..

bak bana kullanmam için sözcük veriyor suratının ortasında kirli bir tandır alevi taşıyan... yanlışlıkla büyüdüm farkında bile değildim biri doğdu dediler koştum..
soluk, soluğa indim bütüm bütün yokuş yukarıları..

kendimle karşılaşacağımı mı sanıyordum?
avuçlarıma verildim..
en son gözlerime baktığımda kör olmuştum..
içim yarılsada yer içime girse!!!
ah utanıyorum herkesten...
bu kadar çıplaklık ağır omuzlarıma..
sanki bütün dinler bana inmiş gibi..

bırak beni..git ülkene...
dilim kalsın duvar diplerinde...
ah beni neden yâr/attın?
yokumbenyokumbenyokumben...
kayıpkentli

BANA YALAN SÖYLEDİLER, SER!

gidelim buralardan
düşünceler söze dönüştü
bana sus demiştin ben kustum.

gidelim buralardan
sözler eyleme dönüştü
bana dur demiştin ben yoruldum

gidelim buralardan
eylemler alışkanlığa dönüştü
bana dik dur demiştin ben yamuldum

gidelim buralardan
alışkanlıklar kişiliğime dönüştü
bana kendin ol demiştin savruldum

gidelim buralardan
kişiliğim kimliğime dönüştü
Kimsesizsin demiştin Kimse biz değilmiş anladım

Kir: ben değilim...
Ben: Kir değilim;
kirliyim.

Al beni kire dönüşmeden
Al savur duaya...
Ah birşeyler iniyor kalbime
elinde bir ayna
hazır değilim, dur
madem bir yüzleşmedir hayat
yüzümdeki yırtılmalar nedir ?

geceleri dudaklarımı gömdüğüm parmaklarım
yazmak benim ay/inim mi?
avuçlarım: balkonu ruhumun
tutunmak: unutmaktır!

doğdum: anneme
büyüdüm: arkadaşlarıma
sonraları: Tanrıya

ve en son kendime tutunacağım
derken ellerimden bıçakladım balkonları

bana yalan söylediler ser!
ben onların ellerinden değil depremlerinden tutmuştum
beni en son gemiler terketti,bende bütün kaptanları çöle yolladım
göller denizlerden korktukları için mi dağlara sığındı?
nehirler ve ağaçlar kurur
ama sadece nehirler akar, ağaçlar durur!
ben nehiri seçtim! durmayı değil.
Ben b/atanları sevmem, batıranları da...

KAYIPKENTLİ...
27.03.2009 02:56
fATİH iST...

ALLAHIM SANA BİRŞEY SÖYLEYECEĞİM?!!!

Bir taşın cebinde t/aşıyorum kendimi
Kıyısı olmayan denizler sağıyorum gözlerime


Annelerimi nereye gömdüklerini soruyorum anneme.
bütün mezarlar yüzüme çıkıyor diyorum!


avuçlarıma gömdüğüm bir kadın
"male mın, dileymın xarabe..loo de bese lo!bese ey Xudâ mın" diyerek bağırıyor


susarak içime durup durup kustuğum duru bir çölü!
Gözlerimin karasına aşık olan tuz yüzlü kızlar rengini soruyorlar

"Xalepçe" diyorum!:
bütün renklere küs olmanın rengi!

Yüzümü kasırgaların yırttığına inanıyor annem.
ben tufanlardan yalnızca kız kardeşimi kurtarabiliyorum...

Raviler oyalansın ve bari onlar uyusun elem'siz diye..
Kendime ulaştırmadım hala ölüm haberimi..

herkes rahvan atlarla çıktı yola..
bana ılgar bir at kaldı yokuş aşağı tırmandığım...

Kimseyi inleyemiyorum artık..
kimseyi dinleyemiyorum..

akrabalarım geliyor uzak şehirlerden..
herkesin hatıraları birbirinden ayrılan yollara dönüyor!
aynı çatı altında toplanmak yetmiyor diyorum!,
kimse duymuyor!

Aynı evladı doğurmaya çalışan kadınların komşusuyum ,mahallemde...
Kitleler kapalı ne zamandır!
kimseyi bulamıyorum aynı dili sustuğum!
(annemden rahmini istedim ödünç..annem vermedi!)

bu saatleri kaçıncı geri alarak yaşayışım?
dün salıydı...
bugün pazartesi!
Su'larla diktiğim gözlerim akıyor parmak izlerimden ..

Geceleri uyanıp yazıyorum sabahları sildiklerimi!
mersin saçlarını uzatıyor gürültüyle içime..

sevdiklerimden saçlarını istiyorum.
kimse bana ne olduğunu sormuyor!

Ateş ve su birbirinin kölesi..
ve annesi..
Ancak su'lara tutunarak kurtuluyorum boğulmaktan!

al işte!..
al..
yine saç diplerimde okyanuslarla uyandım!
Bir çölle bölüyormuşum uykularımı... -"

Allah'ım bana yeryüzünün bütün dillerini öğretirsen sana bir şey söyleyeceğim"!

2006...Mersin....
Kayıpkentli

ÖYLE KIRGINIMKİ SANA!!

Öyle Kırgınımki Sana!
sesini duymadım merak etme

kulaklarımdan kalbime yırtıldı ruhum...
pencere kenarlarından dışarıların aktığı içime
kapattım peçenden yüzüme oturmuş bir felci

..sesini duymak güzeldi
ama ben sesini duymadım merak etme

yetimlere ve yoksullara ayırdığımız kalbimizden
bize kalan sadece bir sesindi...
onu da duymadık merak etme

sen bize saray olmuştun da
bizim en soğuk odanı seçmemiz neden di?
sen bize yol olmuştun da bizim çamurlara saplanmamız neden di?
sen bize el olmuştun da bizim çolaklığımızda ısrarımız neden di?

bu hikaye "tüm yalanlara sırtını dönüp gitmenin hikayesiyken"
dünyanın hangi gerçeği bizi avutur , söyle!!!

ansızın basan krizler akşamında
şehrin seslense bağır bağır
içinde sen varsın diye duymazdım merak etme...

tüm komşuların önünde kendimi elliyorum
kucaklayıp ruhumu indiriyorum karga tulumba,önlerinde
...klakson sesleri gece ve hastane koridorları
gözlerimin akan sürmesi
parasızlığım ve reçete tanrıları...

öyle kırgınım ki sana
sesimi veririm de sesine
sesimle seslensen bile bana
sesini duymazdım merak etme.

...selamunaleyküm derim de sana
aleyküm selamını bile duymam merak etme!!!

2007...Kayıp..Mersin!

ALLAH bize YALAN MI SÖYLEDİ(!)?

Her akşam bir Filistin'li yatıp uykulara
Her sabah bir Irak'lı uyanıyorum...

Susuyor emanet sahipleri
Bana bir ayet öğretin
İçinde yaşadığım halka götürebileceğim...
"İNANANLAR ANCAK KARDEŞTİR"

Ruhumda taşıdığım bu gözyaşı külliyatımı
Kardeş olmayan şu inananlara bağışladım...

Bak! elleri kurumuş bir buçuk milyar!ın...
yürekleri kurumuş gözleri kurumuş
Hani?diyorum: birilerimiz yanlış mı okuduk kitabı
"TEBBET YEDA EBU LEHEBIN VE TEBB"i TEBBET YEDA MUHAMMEDİ ÜMMETİN VE TEBB!!" ...mi dedik?
..de kurudu ellerimiz?

Kimyasalı Irak'ta aramayın
Tankları beklemeyin Filistin sokakalarında
Haber saatlerinde aramasın gözleriniz Amerika'yı
Zira Irak'a önce biz girdik
Filistinlileri önce biz katlettik
Kolay kırdık kalplerimizi
Hepimiz dillerimizdeki bombaların pimlerini çekip bir kardeşimizin yüreğine bıraktık... Sofralarda kırdığımız annemizin kalbine İsrail olduk
Tokat attığımız çocuğumuzun yüzünde Amerika
Vietnam'ı çok uzaklarda aramayın
"BİSMİLLAH"la başlayan aşklarımızın,dostluklarımızın,kardeşliklerimizin En küçük öfkede bittiği şu çağda ardımızda ağlattığımız her seven bir Vietnamdır ASLINDA...

Kimyasal dillerimiz! asıl: ATOM
küsen... kırılan... terkeden...
VE SUSAN yirmibirinci yüzyıl İMAN SAHİPLERİ!miş..

"İNANANLAR ÜSTÜNDÜR"demişti Rab!
Allah BİZE YALAN MI SÖYLEDİ?ki...
sözde inananlar zelil..rezil..unutmuş..ve tepkisiz

Cuma namazlarını önce yüreğinizde kılın
Kalkın ve önce kendinize hicret edin
Abdesti önce gözyaşlarınızla alın
VE YASİN'i bir kere de yaşayanlara okuyun!!!

Ey terkeden sevgililer
Unutan akrabalar
İhmal eden dostlar
yetmiş milyon TÜRKİYE'm
Bir buçuk milyar İHVAN!!!
Gerçekten iman sahiplerimiyiz?

Dünyanın İLAHE İLLAllah'ının Dostdoğru bir "LA"sımıyız?

....son söz senindir Allah'IM...
"EY İMAN EDENLER İMAN EDİN"
İMAN EDİN
İMAN EDİN
İMAN...

Kayıp...2005...Mersin!

ELEM(elif,lam,mim) SEYAHATNAMESİ!

Zerrelerden değer beğen kendine...
Katıl,
beraberlerinde çekip gittiklerime...

Allah'ım
beni bir vahiy kıl
kutsal kitaplara indir beni
ayaklar altına alınan yüreğimi
göbeklerinden aşağı tutmasın sevdiklerim...

İçimdeki çölleri nehirlere çevirip
avuçlarına bir sevinç çığlığı döküldüklerim
Kahır gölleri kustular gözlerime...

...kör oldum...
Kapısını çaldığım her kadından Rahmini istiyorum ödünç...
Bir bir içinde yaşadığım halkı yeniden doğuracağım!
Koydun..geride beni tecavüzlerce
her saç telinde tonlarca kul hakkım...


Utandım...
Yerine döküldü saçlarım...
Hatırladıkça yüzünü havaleler geçiren yüreğimi aldım..
Ocağına vardığım bir nakkaşa ağladım!
"beni 'elif' çiz
...beni 'lam'
...beni 'mim'".!
-acımın karşısında vav oldu nakkaş!

Öyle bir sustum ki!
Buhar oldum
Gökyüzüne ağır geldi gamım
Bir bulutun ellerinden tutup İran'a yağdım...
Şimdi bir hurufi tarikatında hiçbir dili konuşmayan bir sufiyim...
İnsanların avuçlarına harf çiziyorum ülkemi...
Halkımı...
Tarihimi...
ve seni anlatan!!!
"AH" sahipleri peygamber sanıyor beni
Avuçlarına elif çizip saçlarını okşuyorum yürüyorum
..ayaklarım eridi!!
..seni gördüm
ihanetini gördüm
acını gördüm
yetmiş millet gördüm...
Ülkemin dağlarında kavga oldum
İki tarafa elçi gönderdim
Ölü döndüm...
Annem Kürtçe ağladı;
gözyaşı bir avucuma düştü
Diğer annem Türkçe ağladı;
gözyaşı diğer avucuma düştü
Gözyaşlarına baktım tatları aynı
...renkleri aynıydı!

Bizi ağlatanların kızı mı olacaktın?
Annen gözlerimizin önünde rahmini yaktı

...külü oldum
..savruldum!
üç parçaya bölündüm
Halkıma "elif "oldum
dağlara "lam"
aşkıma "mim"

... -Alın rahimlerinizi gözlerimden
EY Kadınlar!
Alın ve yeniden doğurun ...evlatlarınızı!

Sen ..yanlış şarkıların gelini!
Ey sevdiğim!
Kimselerin bilmediği bir kahır ülkesine mi gittin?
Dünya döner
iyi insanlar atlarına biner,döner
halkım gözyaşını birbirinin saçlarıyla siler
Kalbim döner...
Ama sen sakın dönme!!!

K.Kentli...2005

Kelimeye ne muamelesi yaparsanız...

kelimelerin bir kapısı vardır....sadece kelimeler, inananlara kapılarını açarlar...
yoksa boş boş bakan gözlere kelimeler sadece boş bir laf kalabalığıdır...

... kuran da : onlar Allahın ayetlerini duyunca kalpleri titreyerek...diye devam eden ayetler vardır...işte o kelimeler kapısını layık olanlara açmıştır...ama bugün bir çoğumuz aynı kelimeler karşısında buz gibiyiz...
Kelimelerle bir hayat/yürek/kişilik inşa edebileceğimi ve imha edebileceğimi anladığım günden itibaren kelimelere olan dikkatimi yoğunlaştırdım..

cemil meriç der ki:"Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve muhterem. Gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven. Kelime kendimi seyrettiğim dere. Kelime sonsuz, kelime adem."

KELİMEye ne muamelesi yaparsanız kelime de size o muameleyi yapar...
Tarz biraz da kelimeye ne muamele yapıldığıyla alakalıdır... Ben kelimelere bir kuyu muamelesi yaptığım için...kelimelerde bana Kuyunun sırrı muamelesi yapıyor..

Bu sır bazen: Yusuf olarak karşıma çıkıyor...
Bazen bir ağıt...
bazen bir dua...
bazen bir kavga...
bazen kudüs...
bazen çeçenya...
bazen annem oluyor...
bazen sokaklara dönüyor...
bazen bir otogar akşamı...
bazen ben kayboluyorum...
bazen beni çook yoruyor...
bazen yakama yapışıyorlar...
bazen üzerime geliyorlar...
bazen kalbimi kırıyorlar...
bazen elimden tutup 3, 7, 12 yere götürüyorlar...
Uğradığımız yerlerde bana birşey anlatıyorlar...
Bazen ansızın yaşadığım şehirlerden gidiyorum onlarla...
Dinlenme tesislerinde parmak aralarımda üşüyen yolcular oluyorlar...
Başka kelimelerin kapılarını çalıyorlar...
Tanımadığım kelimelerde geceleriyoruz...
Bazen F tipinden bir mahkuma "yıkılma gözüm" diye yazdığım mektuplarım oluyorlar...
Düşünce suçlularına dönüyorlar...
Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen putlara karşı kurşunlara dönüyorlar...

...Kelimelerin rabbine hamdolsun...
kezlerce hamdolsun....
Kelime bir sanattır...
Yazmak ise aşktır....
O yüzden kelimeleri ADAM yerine koymakla işe başlamak lazım öncelikle...
Onlarda sahibini ve yüreğini İNŞA etsinler...
hergün biraz daha İmha olan dışındaki dünyaya inat....
....Kelimelerinizden selam ile.
Kayıp