HOŞÇAKAL ZAGROS

Bir vahiy gibi in-
dirildim,yüzümün bir p/ar(ç)ası, yeryüzüne
Halklar s/açlarımdı...
Rüzgarlarda dört bir y/ana
Sonra ulu ses "seç" dedi..
Ensariler uğuldadı kulaklarıma
Elimi uz-attım "burası" dedim
( bir ses:"ahh ne yaptın sen?!")

Ve –Ortadoğu-
kalbim olarak verildi ellerime
Kaçıncı ağrıyışlarımdan biriydi,1579
1579 yılında 1579 kere sustum
(Sokullu ölmüştü işte!)

Coğrafyamın esmer kızları
bir elden diğer bir ele gel/in olmuştu
Gürcistan, Tebriz, Karadağ ve Dağıstan
Dört kızımda birer çığlık olarak kaldılar sesimde
Bir yanları(osmanlı):sevinç!
Diğer yanları(iran):kahır olarak gittiler.

1611'de kızlarım geri döndü gelinlikleriyle
kahır ve sevincin berdelleriyle...
tarihin imtihan gözyaşlarıydı, İran..
ve kalbimin en hırçın nidası:Ah İran!

günlerce bir dağ ördüm bakışlarımdan
"hayır bu böyle olmayacak" dedim
dağı ördüm ve adını ZAĞROS koydum
bir ceset gibi yatırdım İran'ın ve Osmanlı'nın arasına

Zağros'u İran, sus'tu!
Osmanlı acı acı önüne düşürdü bakışlarını
O ba/kışları bir daha k/aldıramadı yerden...

İran'a "al" dedik.."al ve sus, ne olur"
İran kanlı elleriyle aldı,
Azerbaycan ve Revan'ı
"Ana gibi yâr" diye

ümmetin kalbinin kalplerinden bir anayı verdik Osmanlı'ya
Bağdat artık, kimseyi ısıtmayan
bir alev olarak kaldı coğrafyalarda
Kandan bir çizgi çektim Zağros'un eteklerine
Adını:Kasr-ı şirin koydum..

1639'du.. Artık sadece k/ar yağıyordu..
Tarihten bir sayfayı da böylece noktaladım
Beni bir tek Zağros anladı!
Bende hayatın diğer adını Zağros k/oydum!
Bir yüzü(ğü)m Fars-i..
diğer yüzü(ğü)m Türk-i
hoşçakal Zagros

KAYIPKENTLİ...
kadir bal....2006 nisan